Genç Bir Ruh Değilsin! Alemleri Dolaşıp Sonra Dünyaya Geldin!
1:00 📌 Dünyaya geldiğimizde genç bir ruh değildik !
4:30 📌 Hak ediş yasası çok keskin çalışır !
9:30 📌 72 bin alemi dolaşıp dünyaya öyle geldik!
12:50 📌 Dedikodu yapanlar önce kendi kanlarının zehirliyorlar!
23:10 📌 Söylediğin duyulmuyorsa, seni kimse görmüyorsa bunu yap!
Hayatın sırlarını keşfetmek, belki de insan olmanın en büyük arayışlarından biridir. Fakat bu sırlar, zamanın ve mekanın ötesinde bir bilgiye işaret eder. Evrende var oluşumuz, yalnızca bu dünya ile sınırlı değildir; ruhumuz, varlık düzlemlerinin çok ötesinden gelerek bu dünyaya adım atar. Her birimiz, var olmanın derinliklerinden, deneyimler ve öğrenimlerle dolu bir yolculuktan sonra buraya ulaşırız. Bu yüzden, dünyaya geldiğimizde ruhumuz zaten bir yaşanmışlık, bir olgunluk taşır. Ruhumuz, bu yolda kazandığı derin bilgelikle donanmıştır. Araştırmacı ve Yazar Ünal Güner; Dünyaya geldiğimizde genç bir ruh değildik ! diyerek dünyaya yeni gelmiş olsak bile aslında ruhumuzun genç olmadığını iddia ediyor. Peki ruhumuz neden genç değildi? Nerede yaşlandık? Kozmosun işleyişi, adalet ve denge üzerine kuruludur. Her eylem, bir sonucu doğurur ve her sonuç, bir eylemden kaynaklanır. Bu, evrenin temel yasalarından biri olarak karşımıza çıkar. Hak ediş yasası, bu yasanın en keskin örneklerinden biridir ve her birimizin yaşamında, seçimlerimizin ve eylemlerimizin sonuçlarıyla yüzleştiğimizi gösterir. Bu yasa, bize, davranışlarımızın ve düşüncelerimizin sadece kendi hayatımızı değil, aynı zamanda çevremizdeki dünyayı nasıl şekillendirdiğini sürekli hatırlatır. Araştırmacı ve Yazar Ünal Güner’e göre, hak ediş yasası çok keskin çalışır ! Peki hak ediş yasası nedir? Neden çok keskin çalışır? Hayat, söz konusu iletişim olduğunda, bazen en büyük mücadelelerden biri de karşımızdakinin bizi gerçekten duymasıdır. Birçok kez, düşüncelerimiz ve hislerimiz görmezden gelinir veya yanlış anlaşılır. Ancak bu durumlarda dahi, iletişimimizi güçlendirmek ve daha etkili hale getirmek bizim elimizdedir. Kendimizi ifade etme biçimimizi geliştirmek, söylediklerimizin duyulmasını sağlayacak yeni yollar aramak önemlidir. Eğer sesimiz duyulmuyorsa, varlığımız göz ardı ediliyorsa, bu durumu değiştirmek için adımlar atmalıyız. Araştırmacı ve Yazar Ünal Güner; 72 bin alemi dolaşıp dünyaya öyle geldik! diyor. 72 bin alemi nasıl dolaştık? Ünal Güner’in anlattığı şeyler akıl sır erdiremeyecek olaylar. Peki bunların gerçekleşme ihtimali ne kadar? Ünal Bey tüm sorularımızı net olarak cevaplıyor. Aynı zamanda, insanlar arasında dedikodu ve olumsuz konuşmalar da ne yazık ki yaygındır. Ancak bu tür davranışlar, başkalarına zarar vermenin ötesinde, en çok yapan kişiye zarar verir. Dedikodu yaparken, kişi kendi iç dünyasında negatif bir enerji yaratır ve bu enerji kişinin kendi ruh sağlığını zehirler. Sağlıklı iletişim kurmak, empati ve anlayışla hareket etmek, bu tür olumsuzluklardan kaçınmanın anahtarıdır. Ruhumuzun derinliklerinden gelen sesi dinlemek, yaşamımızda karşılaştığımız her durumu bir öğrenme fırsatı olarak görmek, evrensel denge ve adalet anlayışını kucaklamak, ve iletişimimizi sürekli olarak iyileştirmek, daha bilinçli ve anlamlı bir yaşam sürmemizi sağlar. Her birimiz, bu dünyadaki varoluş amacımızı daha iyi anlamaya ve bu amaca hizmet edecek şekilde yaşamaya doğru ilerlemeliyiz. Bugünkü konuğumuz Araştırmacı ve Yazar Ünal Güner ile metafizik ve ruh dünyamız üzerine konuştuk. Doğumdan önce ruhumuz neredeydi? Toplam kaç alem var? Metafizik nedir? gibi sorularınız var ise, bu sorulara cevap bulacağınız çok faydalı bir röportajla karşınızdayız. İyi seyirler.